yaymak

yaymak
(-i, -e)
1. 铺上, 把(全部表面)全铺上; 打开, 展开, 铺开, 摊开: halı \yaymak 铺地毯 Bahçeye oturmak için bir örtü yayadık. 我们在花园里铺了块单子坐。
2. 散布开, 传播开: haber \yaymak 散布消息 Birisi yanlış bir haber yaydı. 有人散布了错误的消息。
3. 传播, 扩散: Hastalık \yaymak 传播疾病 sıtmayı yayan sivri sinekler 传播疟疾的蚊子
4. 播, 撒, 拍起: toprağı \yaymak 撒土 tozu \yaymak 拍起尘土
5. 扩大, 扩散开: Gömleği yıkarken lekesini yaymışsın. 你洗衬衫时, 把衬衫上的污点好象洗大了。
6. 军́ 展开(部队)
7. 颁布, 发布, 出版
8. 放牧: sürüyü \yaymak 放牧畜群 Çoban sürüyü köyün dışında yayıyor. 牧人在村外放牧畜群。

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • yaymak — i, e, ar 1) Bir şeyi açarak, düzelterek bir alanı örtecek biçimde sermek Kardeşleri çardağın içine, dışına yatakları yayıyorlardı. N. Cumalı 2) Birçok kimseye duyurmak Kıran Bey, çetesinin şöhretini her tarafa yaydı. R. H. Karay 3) Çevreye… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yaymak — çalkamak, kımıldatmak, sallamak, meyletmek, meylettirmek III, 245, 246, 247 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • yayık yaymak — sütün ayranını ve yağını ayırmak için yayığı çalkalamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız yaymak — açık ve dürüst konuşmaktan kaçınmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yadsamak — yaymak ve dağıtmak istemek III, 305 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • sermek — i, e, er 1) Kurutmak için asmak Kar gibi çamaşırları serip eve döndü. O. Rifat 2) Göstermek amacıyla asmak veya yaymak Çeyiz sermek. 3) Düz bir yere yaymak Üzüm sermek. Bulgur sermek. 4) Açarak yaymak veya döşemek Çerçeveli çerçevesiz bir sürü… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • saçmak — i, ar 1) Bir şeyi ortalığa dağıtmak, dökmek Oraya birikmiş sulara basarak çamurları etrafa saçtı. M. Ş. Esendal 2) Işık ve ısı yaymak Büyümüş gözler örste dövülen kızgın demir gibi kıvılcımlar saçtı. R. N. Güntekin 3) mec. Belli bir görüşü,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açındırmak — i 1) Açınmasını sağlamak 2) mat. Bir cismin yüzeyini açarak bir düzlem üzerine yaymak Konileri açındırırız ama küreyi açındıramayız. 3) sin., TV Alıcıda kullanılan boş film üzerindeki gizli görüntüyü görülebilir biçime sokmak amacıyla filmi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aksettirmek — i, e, Ar. ˁaks + T. ettirmek 1) Sesi yankılamak 2) Işığı yansıtmak 3) Haberi, durumu, ulaştırmak, yaymak, duyurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • araştırmak — i 1) Birini veya bir şeyi bulmak için bir yeri gözden geçirmek Odayı iyice araştırdım ama aradığımı bulamadım. 2) Bir gerçeği ortaya çıkarmak için aramalarda bulunmak, sormak, soruşturmak 3) Bilimde ve sanatta yöntemli çalışmalar yapmak Türk… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”